Bilindiği gibi 13.9.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yerleşik kişiler arasındaki sözleşmelerde edimi döviz veya dövize olarak belirleme yasağı getirilmiş, daha önce yapılmış ve edimi döviz cinsinden olan sözleşmelerdeki edimin 13.10.2018 tarihine kadar TL’ye uyarlanması zorunluluğu getirilmiştir. Söz konusu karara ilişkin ayrıntılı açıklama/düzenleme ise Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 6.10.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış tebliğde yer almıştır.
Daha önce yapılmış ve edimi döviz cinsinden olan sözleşmelerdeki edimin TL’na uyarlanması için 85 sayılı Karar ile tanınan bir aylık süre dolmuştur. Söz konusu karar ile getirilen uyarlama zorunluluğu, anılan tebliğ ile çok büyük ölçüde esnetilmiştir.
Bu uyarlama zorunluluğu kapsamında şirketlerin, ileride sıkıntıya düşmemeleri için dikkat etmeleri gereken ve söz konusu tebliğ ile belirlenen istisnalar kapsamında değerlendirilemeyecek iki hesabı hatırlatmak istiyorum. Bunlardan birincisi ortaklara borçlar veya ortaklardan alacaklar hesabı diğeri ise cari hesaplardır.
85 sayılı Karar ile 6.10.2018 tarihli Tebliğ ile tanınan istisnaların dışındaki bütün sözleşmelerin edimlerinin 13.10.2018 tarihinden itibaren TL cinsinden olması öngörülmüştür.
Şirketlerin ortaklarından borç alması (aynı şekilde ortaklarına borç vermesi), özünde bir borç sözleşmesine (Tüketim ödüncü sözleşmesi, Borçlar Kanunu md. 386) dayanmaktadır.
Dolayısıyla bu tarih itibariyle şirketlerinden ortaklarına olan döviz cinsi borçlarını (veya ortaklarından olan döviz alacaklarını) TL’ye çevirmek ve kayıtlarında TL olarak izlemek durumundadırlar.
Gerçek kişi statüsündeki şirket ortaklarının, enflasyon karşısında kişisel kayba uğramamak için şirketlerine döviz cinsi borç vermeleri sık rastlanılan bir durumdur. Bu suretle hem şirket ortağı parasının değerini vergi dışı kur farkı geliri elde ederek korurken, hem de bu korumanın maliyetini şirkete gider yazdırmaktadır. Şimdi bu hesapların TL nev’ine dönüşmesi gerekmektedir. Gerçek kişilerin şirketlerinden olan alacakları TL nev’ine dönüştükten sonra -kur farkı yerine geçmek üzere faiz alıp almamaları kendilerine bağlıdır. Faiz alırlarsa, ortak nezdinde menkul sermaye iradı doğacaktır.
Ancak şirkete borç verenin de bir şirket veya tacir olması halinde, alacağına faiz istememesi, transfer fiyatlandırması düzenlemeleri açısından sakıncalıdır. Burada finansman hizmeti olarak KDV’nin de dikkate alınması gerekmektedir.
Cari hesabın temeli de Ticaret Kanunu md. 89/1’de “iki kişinin her hangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vaz geçerek, bunları kalem kalem borç ve alacak şekline çevirip sözleşmenin sonunda hesabın kesilmesinden sonra çıkacak bakiyenin ödenmesini kabul ettikleri sözleşme” olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle döviz cinsinden izlenen cari hesapların 13.10.2018 tarihli bakiyelerinin de TL cinsine çevrilmesi gerekmektedir.
85 sayılı Karar'ın bu konuda getirdiği uyarlama yükümlülüğüne uymamanın yaptırımı 1567 sayılı Kanunda 3600 TL'den başlayan idari para cezası olarak belirlenmiştir. Ancak yazımıza konu hesapların TL’ye çevrilmemesi, söz konusu yaptırımın dışında Şirketler için bir başka riski de barındırmaktadır. O risk de, ileride yapılacak vergi incelemelerinde, söz konusu hesaplardan kaynaklanan kur farkı giderlerinin reddedilmesi ihtimalidir. Bu nedenle konuya dikkate etmek gerekmektedir.
Dünya Gazetesi | Bumin Doğrusöz
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.