Ticari hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından birisi de, yapacağımız iş ve işlemlerle yada mal ve hizmet alış satışımızla ilgili olarak düzenlediğimiz sözleşmelerdir. Konu sözleşme olunca otomatik olarak damga vergisi olayı da gündeme geliyor. Çünkü, sözleşmede belirtilen en yüksek tutardan alınması, birden fazla düzenlenmesi halinde her nüshadan ayrı ayrı alınması, nüsha suret durumuna göre değişmesi, damga vergisini sözleşme yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus haline getiriyor. Öyle ki, özellikle yüksek tutarlı sözleşmelerde damga vergisi konusu, sözleşmenin de önüne geçebiliyor. Bu da, damga vergisinden nasıl kaçınırız? Sözleşme yapmasak olur mu? Bir asıl bir suret mi yoksa nüsha mı düzenlesek? Acaba hiç sözleşme düzenlemesek mi? Sözleşmeleri yurt dışında mı düzenlesek? vb. soruları beraberinde getiriyor. Sözleşmelerde damga vergisi oranının binde 9,48 olduğu hususu gözönüne alındığında, bu düşüncelere kapılmak da son derece normal geliyor.
Peki bir vergi, sözleşme yapılmasının önünde engel olarak durabilir mi? Sözleşme yapılmasını kısıtlayabilir mi? İnsanları, sözleşme yapmaktan geri koyabilir mi? Kayıt dışılığın en önemli nedeni olabilir mi?
Bize göre olabilir. Bu verginin adı ise, DAMGA VERGİSİ'dir. Uygulamada öyle olaylara şahit oluyoruz ki, şirketler işin başında daha sözleşme aşamasında çok ciddi bir tutarda damga vergisi ödeme durumu ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Öyle ki, ödenecek tutar bazen, küçük ve orta boy bir işletmenin çalışma sermayesi tutarına denk gelebiliyor. Şirketler bu gibi durumlarda, sözleşme yapmama yolunu tercih edebiliyorlar.
Düşünün sözleşmelerde damga vergisi olayı o kadar büyük boyutlara vardı ki, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, nüsha suret ne demek, hangisinden damga vergisi alınır diye Sirküler çıkardı.
Maliye Bakanlığı sözleşmelerde damga vergisi olayında sözleşme taraflarını tam olmasa da büyük bir oranda rahatlatan bir düzenleme yaptı. 9 Ağustos 2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 23. maddesiyle488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 5. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kâğıtlardan, maktu vergiye tabi olanların her bir nüshası ayrı ayrı aynı miktarda; nispi vergiye tabi olanların ise sadece bir nüshası damga vergisine tabidir.”
Yapılan bu düzenleme ile, nispi damga vergisine tabi kağıtlarda her bir nüshadan ayrı ayrı damga vergisi alınması uygulamasına son verilerek, tek nüsha üzerinden damga vergisi alınması sağlanmıştır. Maktu damga vergisine tabi kağıtlarda ise her bir nüshadan ayrı ayrı vergi alınması uygulamasına devam edilecektir.
Buna göre, bu düzenleme sonrasında artık sözleşme yaparken kaç nüsha yapalım, kaçı nüsha kaçı suret olsun vb. sorularını sormaya gerek kalmadı. Artık, sözleşmelerin tek bir nüshası için nisbi damga vergisi ödenecek, diğer nüshalardan damga vergisi alınmayacaktır. Yani istediğiniz sayıda sözleşme nüshası düzenleyebilirsiniz.
Sonuç olarak; ticari yaşamda büyük sorunlara ve sıkıntılara hatta kayıt dışılığa neden olan ve bize göre mükerrer nitelikte bulunan sözleşmelerdeki nisbi damga vergisi uygulamasının düzeltilerek, sadece tek sözleşme nüshasından vergi alınmasının sağlanmasını son derece olumlu ve önemli buluyor, yetmez ama devam diyoruz. Kişisel görüşümüz, sözleşmelerden damga vergisi alınması uygulamasının tamamen kaldırılması gerektiği doğrultusundadır. Bu şekilde, sözleşme yapmama olayının önüne geçilerek, kayıt dışılık da önlenmiş olacaktır.
Saygılarımla.
Abdullah TOLU
Yeminli Mali Müşavir
Kaynak: www.dt-audit.com
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.