Kategoriler

Piyasada kredi kartına nakit verilmesinin mali sonuçları

10 Kasım 2018 Cumartesi 14:04

Son zamanlarda özellikle esnaflar arasında nakit sıkışıklığı dolayısıyla nakit paraya ciddi bir talep oluşmaktadır. Hatta bazı kuyumcu vb. esnaf kredi kartı ile taksitli satış gerçekleştiren bazı mağazalar nakit ihtiyacı olan kişilere ya da kredi kartı borcunu ödemekte güçlük çeken bazı müşterilerine kefilsiz, teminatsız jet (ekspres) kredi kullanma imkanı vermektedirler. Bu uygulamanın giderek yaygınlaştığını çarşıda görebiliyoruz. Örneğin, beyaz eşya ticareti yapanlar, cep telefonu satanlar, kuyumcular ve diğer mağazalar bu işlemlere aracılık etmektedirler. Özellikle ürün satılmış gibi işlem yapılarak sağlanan kredi müşterinin kredi kartına yapılmaktadır. Bu uygulamanın dolayısıyla beraberinde çeşitli vergisel sonuçları da olabilmektedir. Bu sonuçları aşağıda ayrıntılı olarak irdelemeye çalışacağız.

Örneğin böyle bir hizmet veren mağazaya müracaat edildiğinde tıpkı bir cep telefonu satılmış gibi size satıldığı varsayılan ürünün faturası kesilmektedir. Ve hemen bunun karşılığında sizin kredi kartınız üzerinden uygun bir işlem yapılıyor, yani para çekiliyor. Daha sonra bir iade faturası kesiliyor. Akabininde de yaklaşık %3-3,5 gibi bir komisyon mukabilinde kredi kartınızın hesap kesim tarihine kadarlık bir vade için nakit ödeme yapılmaktadır. Sonuç olarak, kredi kartından nakit çekme yerine alış veriş yapılmış gibi mağazadan daha düşük bir faizle nakit kullandırılmış olmaktadır. İşte bizim Türk milletinin pratik zekası burada devreye girmektedir. Yani alış veriş yapılmadığı halde yapılmış gibi işlem yapılarak düşük faizli nakit kredi kullandırmaktadır.

Kredi kartına nakit kredinin doğurabileceği vergisel ve kanuni sonuçlar kısaca şöyledir:

Öncelikle 3065 sayılı KDVK’na göre, bir işletme içerisinde oluşan mal teslimi ve ithalatı haricindeki her türlü işlemler ilke olarak KDV’ye tabi olmaktadır. Yasanın 1. maddesine göre, bir işlemin KDV’ye tabi olabilmesi için süreklilik koşulunun aranması gerekmektedir. Taksitli satış yapan bir ticari işletme gelir sağlamak amacıyla veya bağımsız bir faaliyet olarak veya vadesi, faiz nispeti ve ödeme koşulları daha önceden belli bir şekilde müşterilerine “nakit kredi hizmeti” vermesi halinde KDV söz konusu olacaktır(1). Yine 3065 sayılı KDVK’nun 17/4-e bendinde göre BSMV’ye tabi işlemler ile sigorta, acente ve prodüktörlerinin sigorta işlemlerine ilişkin işlemlerinin KDV’den istisna olduğu yasal hükme bağlanmış bulunmaktadır(2).

6802 sayılı BSMV kanunun 28/2 madde hükmüne göre, “bankerlerin yapmış olduğu banka muamele ve hizmetler nedeniyle kendi menfaatlerine her ne isim altında olur ise olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar… BSMV’ye tabidir.”

Diğer taraftan konumuzla ilgili Ödünç Para Verme İşleri Kanun Hükmündeki Kararnameye göre, sürekli ve bu işi asli bir meslek olarak sürdürenler, her türlü mal ve hizmet alımını kredilendirmek üzere borç para veren tüketici kredi şirketlerine finansman şirketi denilmektedir(3). Bu işi yapan gerçek kişilerin olması halinde yapan kimsenin ismi ikrazatçı olarak kabul edilmektedir. Tüketici finansman şirketlerinin ana faaliyet konuları haricinde başka işlerle uğraşmaları mümkün değildir. Tüketici finansman kuruluşlarının sadece ve sadece KHK’nın 13/a madde hükmüne göre finansman şirketleri olarak tüketicinin bu tür kredi işlerini yapması ve kredilendirmesi gerekmektedir. İşte bu şirketlerin tüketicilerin bu nev’i işlemlerinin dışında başka bir işle uğraşmaları mümkün değildir. Aksi halde ciddi ağır para cezaları ile cezalandırmaları gerekmektedir.

Yüksek mahkeme Danıştay’ın konumuzla ilgili olarak vermiş olduğu bir kararında: “dairemizin süre gelmiş içtihadına göre ise, aynı takvim yılı içinde birden fazla kişiye ya da birden fazla olmak üzere bir kişiye veya birbirini izleyen yıllarda bir ya da birden çok kişiye ödünç para verilmesi halleri, ikraz işiyle devamlı ve mutad meslek halinde uğraşıldığını göstermektedir. Bu bakımdan; ivaz karşılığı borç para verme işiyle devamlı ve mutad meslek halinde uğraşanların bu işten elde ettikleri kazancın, KDV’ye değil; BSMV’ye konu edilmesi, açıklanan hukuki durumun gereğidir.” şeklinde karar verilmiştir(4).

Konumuzla ilgili olarak Maliye Bakanlığının görüşü 48 seri nolu KDV tebliğinde açıklanmıştır. Anılan genel tebliğ hükümlerine göre, krediyi veren kuruluşun veya kişinin BSMV mükellefi olması gereken bir kuruluş ise işlem KDV’ye tabi değildir. Aksi halde KDV söz konusudur. Maliye Bakanlığına göre, vadeli satışlarda faturanın malın vadeli satış bedeli üzerinden yani vadeli satış bedelini içerecek şekilde tanzim edilmesi ve bu bedel üzerinden de KDV hesaplanması gerekecektir. Fatura tutarı ile bankadan gelen tahsilat miktarı arasındaki fark ile kredi kartını veren banka tarafından satış bedeli üzerinden alınan komisyon bedeli KDV’nin konusuna girmemektedir. Komisyon bedelleri BSMV’ye tabidir. Bu nedenle bu tutarlar da KDV’den istisnadır. Diğer taraftan Danıştay’ın konu ile ilgili görüşüne göre, olayımızdaki örnekte satıcı mağaza sahibinin nakden kullandırdığı kredi mukabilinde müşterisinden aldığı %3-3,5 oranındaki komisyon bedeli de BSMV’ye tabi olacaktır. Yine konumuzla ilgili KDV genel tebliği 83 nolu tebliğde, “ödemesi kredi kartı ile yapılan teslim ve hizmet bedellerinin beyanı” başlıklı 3. bölümünde yapılan izahatlara göre 1 nolu KDV beyannamesinin 65 nolu satırına, ilgili dönemde beyan edilen toplam bedel içindeki kredi kartı ile yapılan satışların KDV dahil tutarının yazılması gerekmektedir.

 Av. Nazlı Gaye Alpaslan

(1) Bkz. ÖZDAN Vedat, “kredi kartına nakit kredinin vergisel ve yasal boyutu”, Dünya Gazetesi, 4.4.2008

(2) 3065 sayılı KDVK md. 17/4-e

(3) Bu şirketler, 90 sayılı KHK’nun 3/a md. hükmüne göre kurulan şirketler olup, yine aynı kararnamenin 12. maddesinde göre Hazine müsteşarlığından ön izin alınarak sadece ve sadece tüketicilerin kredi işlerine finansman sağlamaktadırlar. Bunların dışında finansman şirketleri başka hiçbir işle uğraşamazlar.

(4) Dnş. 7. D. nin 16.02.2002 gün ve E: 2002/258-K:2002/2780 sayılı kararı

 

Normal siteye git